bugün

entry'ler (921)

elin oğlu

izleyici kitlesinin kesinlikle ergen kızlardan oluştuğunu düşündüğüm program. bir yarım saat izledim, ve bu programın hala nasıl reyting alıp, yayında kaldığına anlam veremedim.

kız dövmek

acizliktir. demek ki her anlamda yetersizsin. demek ki fiziksel gücün sadece kadınlara yetiyor.

yukarıda yer alan kadına şiddete övgü yorumlarının sadece trollükten ibaret olduğunu umuyorum. yoksa beyinleri, cinsiyet organlarından daha küçük olan erkeklerle bu devran dönmez, bu zihniyetteki bir insan, mevkisi, mesleği vs. ne olursa olsun vatana millete zarar ziyan bir insandır. oksijenimizi gereksiz tüketmektedir.

ösym 2015 tercih sonuçları

yine, üniversiteli işsizler ordusunun sayısını arttıracak sonuçlardır. kazanan herkese tebrikler, ancak ben o tercih kılavuzunda öyle üniversiteler ve bölümler gördüm ki, yanlarında parantez içinde gören gözlere; "mezun olunca, işsizlik garanti" yazıyordu. gerçekçi olalım ve kabul edelim; her ile üniversite açmakla, o üniversiteleri, ne olduğu belli bile olmayan, ne olduğu belli bile olsa, eğitim kalitesi açısından büyük üniversiteler ile rekabet edemeyecek bölümler ile doldurmak = okuyan ve üniversite mezunu işsiz sayısını arttırmak! buradan üniversiteyi kazanan gençlerimizi gücendirmek istemem, nitekim sevgili kardeşim de aynı durumda. ancak 18 yaşına geldiyseniz, hayatın acı gerçeklerini de görmezden gelemezsiniz.

şuan fark ettim de, sanırım bunları sevgili sözlük yazarları nezdinde, kardeşime söylüyorum asıl; inşallah yolun açık olur. ancak şu bir gerçek ki, mezun olunca iş bulabilmek için, kendini diğer yüzlerce rakibinden ayırabilmek için mutlaka okurken fark yaratacak bir şeyler yapmalısın. bundan kastettiğim okul derslerinin muhteşem olması değil. çünkü şimdiye kadar kimsenin eleman alırken, not ortalamasına baktığını görmedim. kendini nasıl geliştirdiğine, kendini mesleğe hazır etmek için neler yaptığına vs. bakıyorlar.

kazanan herkese tebrikler, umarım siz mezun olana kadar ülkemiz daha yaşanabilir, para kazanılanabilir, emeğin karşılığını veren bir yer olur...

cuma

daha pazar gecesinden özlemeye başladığım, pazartesi gününden itibaren beklediğim, iple çektiğim, hayalini kurduğum gündür.
(bkz: para kazanmak güzel bir de işe gitmek olmasa)

alkolizmi modernlik olarak gören zihniyet

yaşanmış bir hikayedir. oda arkadaşlarım bana ufak bir doğum günü sürprizi hazırlamışlar. pasta, cips, meyve suyu, bide votka almışlar. kaç yıldır aynı odayı paylaşıyoruz (muhtemelen ozaman 3 tü) ve artık alkol kullanmadığımı bilmeleri lazım gelirken,yine de bana meyve suyuyla karışık votka bardağını uzatan arkadaşıma ben alkol kullanmıyorum dedim ve oda bana şöyle bir cümle kurdu : "birileri senin beynini mi yedi?" bende bi tatsızlık çıkmasın diye olayı uzatmayıp, ben zaten hiç kullanmıyordum, ne zaman içtiğimi gördün dedim.
Genelleme vs. yapmak, bu zihniyeti belli kesimlerle, ideolojilerle fln bağdaştırmak kesinlikle doğru değil ve buna karşıyım. ama, siz alkol kullanmıyorsunuz diye, beyninizin örümcek bağladığını düşünebilecek kadar geri kafalı insanlar da var.
Allah, inananın da, inanmayanın da geri kafalısından korusun, çünkü öz de birbirlerinden hiç bir farkları yok efendim.

adalet ve kalkınma partisi

ismindeki "adalet" i tekeline almayı başaran partidir.

akıllı telefona iki bin lira para vermek

derdi milleti geren durumdur. parası varmış ki vermiş, size ne arkadaş ?

buse terim vs sümeyye erdoğan

ortak tek noktaları, babaları sayesinde bir yere gelip tanınmalarıdır.

tekirdağ

tarla.tarla.sonra yine tarla.
tüm verimli arazileri değerlendirilerek adam gibi tarım yapılsa, tarımsal ürünlerde Türkiye'nin dışa bağımlılığını azaltacak potansiyele sahip kent.
Bir de bütün kent düzlük iken şehir merkezini yokuşa kurmayı nasıl becermişler arkadaş.

ne istemediğini bilmek

"ne istediğini bilme" den bir önceki adımdır efendim.

iphone 5

satın aldıktan 4 gün sonra proximity sensörü bozulan telefondur. Allahtan garantili almıştım, şimdi yenisini yollayacaklar lakin, herhangi bir kullanıcı hatası olmadan 4 günde nasıl bozulur telefon? vel hasıl, kalite dediler aldık ancak çokta güvenilmemesi gerekendir efendim.

hayattaki küçük mutsuzluklar

mesai saatinin bitimine 1 saat kala, zamanın yavaşlaması, en azından öyle hissettirmesi

yatakta yapılan kahvaltı

sevgili kendi elleriyle hazırlamış ve getirmişse çok romantik olan şeydir, lakin yatakta yemek yenmez, nimet dökülür yatağa, çarpılırsın der annelerimiz. anneler her şeyin en iyisini bilir, o yüzden dağılabilirsiniz.

oda arkadaşı

sabrını sınayandır.

öpüşürken iç sesin söyledikleri

kontrolsüz güç, güç değildir.

sevgilinin artık sevmediğinin anlaşıldığı an

boğaz köprüsünden atlasanız daha az canınızın yanacağını düşündüğünüz andır.

yürüyerek ülkeyi kurtardığını zanneden kemalist

koyun gibi oturandan, daha çok iş yapandır.

ilk seni seviyorum diyen taraf

sevgisini daha fazla içinde tutamayandır. ama önemli olan ilk kimin dediği değil,en çok kimin sevdiğidir.

hayata dair iç burkan detaylar

ilişki de daha çok seven tarafın "kendin" olduğunu farketmek.

sevgiliden sms beklerken yapılabilecek aktiviteler

sizi artık eskisi kadar sevmediği,size eskisi kadar değer vermediği,şuan mesajınızı gördüğü halde pes oynamaya ara vermeyip size cevap atmadığı,dışarıda başka kızlarla gezdiği,şuan başka kızlarla mesajlaştığı filan ve benzeri psikopatça düşünce ile vakit geçirilinebilir.